
bir eski sokak sesi
Sevinç Çokum'un öykülerini topladığı ' Bir Eski Sokak Sesi' adlı yapıtı Kapı Yayınları'ndan okura ulaştırıldı. Yapıt yazarın daha önce yayımlanan"Eğik Ağaçlar" ve "Bölüşmek" adlı iki kitabının bir araya getirilmesinden oluşuyor.
istanbul
Sevinç Çokum ''Bir Eski Sokak Sesi' adlı yapıtında uzam olarak İstanbul'u seçtiğini görüyoruz. Yazarın kişilerini anlatmayı güçlendirme yollarından birisi de onların yaşadıkları yerleri vermek oluyor. İşte tam bu noktada uzam olarak İstanbul gösteriyor kendini, bütün ihtişamıyla.
Yazar, İstanbul'u anlatırken kimi çelişkileri de ortaya koyuyor. Kentin doğasıyla insan arasındaki, insanla insan arasındakini veriyor. Bunun yanında çok kültürlü kentin kültürel zenginliklerine de yer veriyor, öykülerinde.
"Büyükdere'ye geldiğinde bütün bütün kararmıştı ortalık. Naime Hanım dar bir sokağa girdi. Kardeşi, sarı boyalı kagir bir evde oturuyordu. Alt katı kiraya vermişti. Hep aynı liracılar. Araksi, kocası ve çocukları..." (Bölüşmek, s.147)
öykülerdeki şiir
Sevinç Çokum 'Bir Eski Sokak Sesi' adlı yapıtındaki öykülerinde şiir görüyoruz. Yoğun imge yükünü hemen her öyküsünde görebiliyoruz. Kimi tümceler sanki bir şiirin dizleri gibi karşımıza çıkıyor.
"Dilber hanım, bir büyük yalnızlığı yüklenmişti sırtına."(Yokuş Aşağı, s.123)
"... Unutmak, sıkıntıyı görmemek, gerçeğin sesini duymamak için."(Dönme Dolap, s.101)
"...Saat yüzlü insanlar gelip geçiyordu. Kadın eliyle durmadan rüzgarda dağılan saçlarını düzeltiyordu. (Yüzyıl, s. 168)
Sevinç Çokum 'Bir Eski Sokak Sesi' adlı yapıtında şiir yüklü öyküleri İstanbul izleğiyle birleşerek bu topraklarda yaşayan insanların sesi oluyor.
Mustafa ASLAN
----------------------
Sevinç Çokum, Bir Eski Sokak Sesi, Kapı yayınları'nda I. Basım: Şubat 2014, İstanbul
sürüyor