bengül
  bir akşam alacası ile ilgili mustafa aslan'ın yazıları
 


BİR AKŞAM ALACASI

Selim İleri’nin yakın dönemimizi anlattığı politik romanlarından birisidir, “Bir Akşam Alacası.” Pozitivizmin ülkemizdeki temsilcilerinin dünden bugüne uzantıları siyaset, edebiyat ve mimari bağlamında irdeleniyor. Yapıt, 12 Eylül darbesine giden günleri kişiler ve olaylar üzerinden veriyor.

Darbeye koşar adım

Solun parçalanmışlığı (Solun bölünmesi ve bireysel terörün artması), II. (Paylaşım) Dünya Savaşı’ndan bu yana Türkiye’de faşizmin artan bir hızla yükselmesi… Yazar, romanda faşizm tehlikesinden aralıksız söz ediyor.

“Bir Akşam Alacası”nda birçok çatışma bir arada bütünü oluşturma açısından verilmiştir. Sağ- sol, Doğu- Batı çatışması değil, tamamlayıcı öğeler olarak da gösteriliyor. Örneğin, Dede Efendi ile Wagner’i hangi noktada birleştirebiliriz? Bütün alanlarda herkes bir araya gelinmeli iletisi çok açıktır; bölünmüşlük çöküşe götürür. Yapıtta, sağ ve sol cinayet şebekelerinin her gün işledikleri cinayetlerle ülke kan gölüne dönmüştür. Bunun

Ülkede siyasal cinayetlerin işlendiği karanlık bir dönem yaşanmaktadır. Yer yer çatışan iki farklı kemsin birbirinden ayırdı olmadığı veriliyor. Birinin kızlara ‘bacı’ olarak bakması ötekinin ‘komünist orospu’ yakıştırmasını bir noktada kahramanların dünyasında sorgulamalar eşliğinde birleştiriyor.

Yazar, darbeyi hazırlayan etkenler arasında siyasilerin sorumluluğunun büyük olduğunu yapıtta birkaç kez belirtiyor. Hem de asıl adlarını vermese de okurun kolayca çıkarabileceği siyasi parti adları ve liderleri. Sağ- sol demeden nasıl bir sorumsuzluk içinde olduklarını, Genelkurmay başkanın uyarıldıklarını da okuyoruz, Bir Akşam Alacası’nda.

“Baskı ve yıldırı ortamı, sağın ve solun cinayet şebekeleri, kaba güç gösterilerinin her türlüsü yanı başlarındaydı. Sosyal Demokrat partinin muhalefetiyse açıkça solun bölünmesini destekliyordu.(…) Güvercinli eski başbakan, parti içindeki muhalefeti bastırmayı birincil görev edinmişti. Herkes bu meselede karısının başoyuncu kesildiğini fısıldaşıyordu.” (s. 269)

Aydın

Selim İleri, bu yapıtında da aydın üzerine düşünce üretmiş, kahramanları aracılığıyla. Romanda “sömürge aydını”ndan, aydın bakışının tedirgin edişinden söz edildiği gibi aydınımızın içler acısı durumu ve kötü gidişten sorumluluğu da anımsatılıyor.

İstanbul ve Boğaziçi


Uzam olarak İstanbul’un alındığı zaman zaman Akdeniz’e de uzanılıyor romanda. Ama Akdeniz belirleyici bir uzam olmaktan çok kişilerin psikolojisini açıklayıcı oluyor zaman zaman. Elbette İstanbul’u da kahramanların iç dünyasının da üstesinde açıklamada işinin üstesinden geldiğini söylemek yalan olmaz.
İstanbul’da Boğaziçi kalmadığı görüşü dikkat çekicidir. Mimarinin ve çevre düzenlemesinin edebiyatla ta başı gittiği yapıtta göz önünde bulundurulması gerekiyor.”Boğaziçi kimselerin okumadığı bir iki yazarımızın yapıtlarında kaldı bir tek” (s.91) şey değildir.

“Bir Akşam Alacası,” Selim İleri’nin sanat sorunlarına da değinen ve yakın tarihimizi anlatan bir politik roman. Kendimizden ve ülkemizden çok şey bulabileceğimiz bir yapıt.

*Selim İleri, Bir Akşam Alacası,5. Basım: Ocak 2010, Everest Yayınları-İstanbul

 

 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol