istanbulcunun sandığı
İskender Pala’nın ‘İstanbulcunun Sandığı’ adlı İstanbul’a ilişkin kitabı Kapı Yayınları arasında okura sunuldu.
istanbulcu mu, alamancı mı?
Ülkemizin ekonomik kalkınmışlık bakımından her köşesinin aynı durumda olmaması kimi bölgeleri ve illeri çekim merkezi haline getiriyor. Önceleri iç göçün yaşandığı daha sonraları ise Almanya’nın Türkiye’den işçi istemesi üzerine de ‘Alamanyacı’ ortaya çıktı, İstanbulcu’dan sonra.
Anadolu’nun işsiz ve güçsüz insanları içim İstanbul bir çekim merkeziydi. Her biri bir sorununu çözmek için, çalışıp para kazanmaya İstanbul’a gelirdi, bugün bu durum eskisi kadar olmasa da sürüyor. Bunlara yaşadıkları yerlerde ‘İstanbulcu’ adı verilirdi, tıpkı Almanya’da çalışan işçilerimize ‘Alamancı’ dendiği gibi. İskender Pala ‘İstanbulcunun Sandığı’ adlı yapıtta Anadolu’nun çeşitli yerlerinden İstanbul’a çalışmaya gelen insanların durumunu anlatıyor, “Bir İstanbulcu Yaşamıştı” adlı bölümde.
“Eski İstanbul’da kömürcü ve kasap esnafının Eğinli; ekmekçi, börekçi ve simitçi esnafının Safranbolulu; aşçıların Bolulu; zerzevatçıların Arapkirli; manavların Konyalı vs. oldukları kayıtlara geçmiş iken, şimdilerde bu dağılım daha farklı iş sahalarına ve farklı hemşerilik tesanüdüne kapı aralamıştır.” (s.99)
konular
İskender Pala’nın ‘İstanbulcunun Sandığı’ adlı yapıtta İstanbul’la ilgili çeşitli konularda bilgiler veriyor. Pala, yapıtında okura aktardığı bilgileri, şu başlıklar altında veriyor: Çalab’ım bir şar yaratmış, Hatıra-i İstanbul, İstanbul’un adaları, Klasik şiir- klasik İstanbul, Şehrin duvarlarını şiirle ören sulatn, Haliç’e gerilen zincir, Hilkat güzeli Kağıthane, Haliç’te hayat, Ayyaşlar Bayramı, Bir İstanbulcu yaşamıştı,İstanbul’da bir suz-i dilara, Kubbe de harap, merdiven de, Rızık meselesi, Kıztaşı’nın efsanesi, ilk güzellik yarışması, Öküz derisi kadar toprak, Rumeli Hisarı, Bir ağaç hikayesi, Osmanlı ‘da ilk kahvehane, Bir zevk-i tahattur:Mehtap, İstanbul’da ilk gün.
‘İstanbulcunun Sandığı’ İstanbul’a ilşkin İskender Pala’dan yeni bir kitap.
Mustafa ASLAN